Türkiye’de Multi-Cloud Yerine AWS Odaklı Mimariler Neden Artıyor?
Türkiye’de Multi-Cloud Yerine AWS Odaklı Mimariler Neden Artıyor?
Son yıllarda bulut bilişim dünyasında en çok tartışılan konulardan biri "Multi-Cloud" (Çoklu Bulut) stratejisidir. Teoride, birden fazla bulut sağlayıcısını (AWS, Azure, Google Cloud) aynı anda kullanarak "Vendor Lock-in"den (Tek sağlayıcıya bağımlılık) kaçınmak mantıklı görünür. Ancak pratik uygulamada, Türkiye'deki ve dünyadaki birçok işletme, Multi-Cloud'un getirdiği karmaşıklıktan uzaklaşarak tekrar "AWS Odaklı" (AWS-First) bir yaklaşıma dönüyor. Peki neden?
1. Operasyonel Karmaşıklık ve İnsan Kaynağı Sorunu
Her bulut platformunun kendine has bir terminolojisi, yönetim konsolu, güvenlik modeli ve API yapısı vardır. Bir şirketin hem AWS'te, hem Azure'da hem de Google Cloud'da derinlemesine uzmanlaşmış ekipler kurması ve bunları yönetmesi inanılmaz derecede zordur ve maliyetlidir. Tek bir platforma (AWS) odaklanmak, ekibinizin uzmanlığını derinleştirmesine ve sorunları çok daha hızlı çözmesine olanak tanır. "Her şeyden biraz bilmek" yerine "bir şeyi çok iyi bilmek", operasyonel mükemmelliği getirir.
2. Maliyet Avantajları ve Hacim İndirimleri
Multi-Cloud, genellikle maliyet tasarrufu sağladığı düşünülse de, çoğu zaman gizli maliyetler yaratır.
- Data Egress Fees: Verilerin bir buluttan diğerine taşınması ücretlidir. İki bulut arasında sürekli veri akışı olan bir mimari, faturaları şişirebilir.
- Hacim İndirimlerinin Kaybı: Tüm harcamanızı tek bir sağlayıcıda topladığınızda (Consolidated Billing), daha yüksek indirim dilimlerine ulaşırsınız. AWS'in Enterprise Discount Program (EDP) gibi programları, belirli bir yıllık taahhüt karşılığında %10-%20 arasında ek indirimler sunar. Harcamayı bölmek, bu indirimleri kaybetmek anlamına gelir.
3. Entegrasyon ve İnovasyon Hızı
AWS servisleri birbiriyle lego parçaları gibi uyumlu çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Örneğin, S3'e dosya yüklendiğinde Lambda'nın tetiklenmesi, sonucun DynamoDB'ye yazılması ve EventBridge ile diğer servislere dağıtılması dakikalar içinde kurgulanabilir. Farklı bulutları birbirine bağlamaya çalışmak ise gecikme (latency), güvenlik duvarı ayarları ve kimlik doğrulama karmaşası yaratır. Bu da inovasyon hızını (Time-to-Market) yavaşlatır.
4. En İyi Servisleri Kullanma İsteği
AWS, bulut pazarının lideri olarak en geniş ve en derin servis yelpazesine sahiptir. Şirketler, rekabet avantajı elde etmek için AWS'in sunduğu en yeni yapay zeka (Bedrock), veri analitiği (Redshift) veya özel işlemci (Graviton) teknolojilerini kullanmak istiyor. Multi-Cloud stratejisi genellikle "en düşük ortak payda"ya (sanal sunucu gibi temel servisler) hapsolmaya neden olur.
5. Vendor Lock-in Korkusu Gerçekçi mi?
Modern uygulama geliştirme yöntemleri (Konteynerler, Kubernetes) ve Infrastructure as Code (Terraform) araçları sayesinde, uygulama katmanında taşınabilirlik zaten büyük ölçüde sağlanmıştır. Altyapı katmanında AWS'in sunduğu zengin özellikleri kullanmaktan kaçınmak, teorik bir "bağımlılık" riskinden kaçmak uğruna, gerçek iş değerinden vazgeçmek anlamına gelir.
Sonuç olarak, Türkiye'deki şirketler karmaşıklığı azaltmak ve verimliliği artırmak için AWS odaklı mimarileri tercih ediyor. Bulut stratejinizi belirlerken kararsızsanız, bir AWS Danışmanlık firmasından mimari değerlendirme hizmeti alarak firmanız için en doğru yolu çizebilirsiniz.